.yeşil meyveye benzeyen dünyalılar




yaratılış ise bir sabotaj eylemidir. e.m.cioran


KONUT tasarlayan BİR DELİ, kentle ilişkinin başladığı yerde kamusal alan ile konut arasındaki sınırın bir geçiş arayüzüne dönüşmesini hedefliyor. Proje, delilik ve delilik hallerinin ikiliklerini mimari elemanlarda arar ve bu haller üzerinden yeni bir tasarım dili oluşturur.

Hakim rüzgar yönleri kullanılarak, mekanda rüzgar koridorları, karanlık koridorlar ve bahçeler yaratılır. Mimari elemanlar, ideal tasarım anlayışına ters bir yaklaşım benimseyerek, kendini "deli saçması" olarak inşa eder. Bu süreçte, mimarlık disiplininin normlarına aykırı bir şekilde, mekanın ortaya çıkması ve devam etmesi, olay örgüsü içinde yeniden kurgulanır.

Proje, bu tasarım anlayışıyla kamusal alan ve konutun ayrıldığı çeperi saydamlaştırarak sınırların dağıldığı ve dağılımların öne çıktığı delilik halleriyle kendini örmeye başlar.




delilik ?

ben de bilmiyorum.

şimdi ise diğer taraftan sorgulamak gerekmektedir.artık ayırımcılık hareketlerine angaje olmuş olan-bunların donmuş ayinlerine veya bitmez tükenmez tartışmalarına-delilik bilinci değil de; paylaşım oyununu yalnızca kendi için oynayan delilik bilincini, deliyi açıklayan ve sergileyen şu bilinci sorgulamak gerekmektedir. 

                                                                        michel foucault deliliğin tarihi

  



Evrende mutlak olanın kesinliğe ulaşamayacağı bir gerçeklikte, 

poetik olan sürekli değişen anlamları içine alır ve boşluklarda saklanır. 

Bu boşluklar genişledikçe, poetik olan kaybolur; ancak sonsuz bir dönüşüm 

sürecinde tekrar tekrar varlık bulur her bir delinin zihninde 



çeperleri-sınırları,
 durağanlığı-kalıcılığı,
 tektoniği - kabuğunu,,,

bir araya getiren, aynı zamanda onu şekillendiren yaşamsal dinamiklerle oluşan bir mimarlık


melez mekanlar


Olası rüzgar yönleri ve gölge analizleri dikkate alınarak, düşey ve yatay eksende genişleyen altı farklı modül geliştirilmiştir. Bu modüller, çevresel veriler doğrultusunda şekillenmiş olup, farklı yapı elemanlarıyla etkileşime girerek dinamik bir mekânsal organizasyon yaratmaktadır. Tasarım sürecinde, belirli sekizli truss sistemleri, kafes yapılar ve betonarme perde duvarlar temel alınmış, bu taşıyıcı sistemlerin rüzgar ve gölge izleri takip edilerek mekânsal çoğalma sağlanmıştır.

Bu bağlamda, modüller rastlantısallık ve akıl dışı büyüme prensiplerine göre hareket ederek, farklı katmanlarda üst üste binen, birbirine eklemlenen ve bazen iç içe geçen mekânlar oluşturmuştur. Rüzgar koridorlarının oluşturduğu yönlendirmeler, bu sistemlerin biçimlenişini etkilemiş, aynı zamanda yapılar arasındaki geçiş alanlarının tanımlanmasını sağlamıştır. Gölge izleri ise mekânsal yoğunlukları belirleyerek, bazı bölgelerde sıkışmış ve kaotik alanlar üretirken, diğer noktalarda genişleyerek daha açık, geçirgen hacimler oluşturmuştur.

Bu büyüme sürecinde, ideal tasarım anlayışının dışına çıkılarak, belirli bir düzen ya da normatif kurgudan uzaklaşılmıştır. Bunun yerine, sistem kendini içsel dinamikleriyle akıl dışı bir şekilde çoğaltarak organik bir biçimlenme sürecine girmiştir. 




d.1




.geçici

sanki sınırsız gibi bembeyaz bir mekanda var olurken, sigara içmek, dans etmek, sevişmek gibi temel insani eylemleri kendimizi içine sardığımız bir dizi nesne ve pratiğe demir atmış gibi, insanı 
insan yapan küçük gündelik eylemler; gelip geçiçi ''kusursuzluk'' anlarına ulaşma amacı taşıyan yeniden tasarlanma eylemindeki kusursuz insan. jorgen leth

d.2



                                   
.organizma

şayet ölüm hayata bireyselliği katıyor insan ise ölümü bastıran bir organizma, o halde insan bizzat kendi bireyselliğini bastıran bir organizma

d.3




.hayalperest

ben aslında ilk önce kendi alemimde rahat edip daha sonra da zamanın akış ve değişim çerçevesi içinde bu elde ettiği rahatlığı hayatın temel gereği olan diğer kişilerle çeşitli ilişkilerde bulunarak süslemek niyetindeyim. şizofrengi

d.4



        


.insan postuna bürünmüş

 insanı  Ahlaki değer ölçülerinin iyice silikleştiği, ölüm ve boşluğun hüküm sürdüğü kentlerde 'ilik' peşinde koşan ve yalnızlığa gömülmüş biri
O, ne tek başına ne de başkalarıyla 'sevgi' adına bir şey üretebilmiş
. İnsanları kullanarak, aşağılayarak, kişiliklerini parçalayarak onlardaki 'sahicilik' kalıntılarından beslenir
Yüreğinde gardiyan vardır... Kadınları avlar, dünyalarını talan eder, ıssızlaştırır... I.Ambjörnsen.



pastanın sonu
tutkunun sonu
güzel bir filmin sonu
yaz sonu (62 sayfalık)
son anlar
son arzular
delinin sonu
belki de düşüncelerim böyle kısacıktır.


kısmi plan
kesit'
kesit''


geniş zemin kat planı



    gözle görülen,
kulakla duyulan 
elle tutulanlara
karşı 
bağlı ve bağımlı 
olmadığımdan,
kayıtsız şartsız,
sorgusuz sualsiz 
hürüm!!!
ölmeyi kabul ediyorum

cana-mala 
değer veren
herkes yiyor-içiyor
geziyor ve
sıçıyor
yani sıfıra çalışıyor
soytarılar birliği demek daha doğru.
Ş.D.'den






Comments

Post a Comment

Popular posts from this blog

Through & Through

//kent bedenlerinin katlanan belirsizlikleri

Escape -the- Zones

SINIRDALIK

world_a_music

EŞİK// Bir'arada kalma hali

a'raf

asılı kalanlar