sınırdaki 'ara'lık
sınırların kalktığı aralıkları düşlemek?
aralıkların oluşma süreci teras ve avlu iletişimi
Seçtiğim yapı adasında “aralık” kavramı, hem mekânsal sürekliliği hem de fiziksel sınırların esnekliğini sorgulayan bir tasarım yaklaşımı olarak ele alındı.
Yapı adasının kuzey cephesinde geçmişte yolun yönünü göstermek için kullanılan bir duvar bulunuyor.
Bu duvar, kentsel hafızanın bir parçası olarak yorumlanarak, yapının tasarım sürecinde önemli bir referans noktası haline geldi.
Tasarım sürecinde, bu duvarın eğimini dikkate alarak döşemeleri aynı sırada dizmek, ancak yapı adasında aşağı indikçe
döşeme kotlarının değişmesiyle bir fay hattı gibi dağılan bir sistem oluşturmak temel prensiplerden biri oldu.
Böylece, mekân içinde sert sınırlarla değil, farklı kotlardaki aralıklarla şekillenen bir dolaşım alanı yaratıldı.
İç mekânda aralık kavramı, yalnızca fiziksel boşluklar olarak değil, malzeme seçimleri ve mahremiyet algısı üzerinden de değerlendirildi.
Açılır-kapanır paneller gibi hareketli elemanlar kullanılarak, mekânın kullanımına bağlı olarak farklı mahremiyet seviyeleri tanımlandı.
Örneğin, bir banyoda açılır kapanır bir panelin varlığı, “doğru” veya “yanlış” gibi mutlak sınırlarla değil, bireysel tercihler ve mekânsal ihtiyaçlar doğrultusunda şekillenen bir esneklik sunuyor.
Bu proje, cephelerin varlık nedenlerini ve binalarda aralıkların nasıl oluşturulabileceğini sorguluyor.
Geleneksel duvar tanımını aşarak, sınırların sabit olmadığı, değişken ve geçirgen mekânsal deneyimlerin mümkün olduğu bir yapı önerisi sunuyor.
Aralıkların mekânı nasıl dönüştürebileceğini, hem iç hem dış mekân ilişkilerinde yeni bir denge kurarak keşfetmeyi amaçlıyor.
Comments
Post a Comment