ARALIK-K3
Kağıthane gibi yoğun yapılaşmanın hâkim olduğu bir bölgede, şehir hayatının kısıtlı alanlarına yeni anlamlar katmak, modern mimarinin karşılaştığı en büyük zorluklardan biridir. Projeler genellikle sabit sınırlar ve net alanlar üzerine kurulu olsa da, bu yazıda ele almak istediğim ana kavram “in between spaces” yani aralıklardır. Aralık, sadece bir geçiş alanı değil, yaşamın aktif olarak var olduğu, dinamik bir mekân yaratma fırsatıdır.
Bu projede, aralığı, mekânsal süreklilik sağlamak amacıyla aktif bir sosyal alan haline getirmeye odaklandım. İlk adım olarak, mevcut durumda dar ve kullanılamaz halde olan bir avluyu projeme dahil ettim. Bu avlu, başlangıçta sadece bir boşlukken, mekânsal organizasyonda bir aks halini aldı. Yani, aralık, bir geçiş değil, aslında mekânları birbirine bağlayan, sosyal etkileşime imkân tanıyan bir öğe oldu. Bu aks üzerinde spor salonları, müzik ve sanat atölyeleri, dinlenme alanları gibi farklı işlevsel bileşenler yerleştirerek, her yaştan bireyin bir araya gelebileceği, sosyalleşebileceği ve kent dokusunda nefes alabileceği alanlar oluşturmayı amaçladım.
Avlunun fiziksel koşullarını iyileştirerek, yapı yükseklikleriyle oynadım ve güneş ışığını daha fazla içeri alacak şekilde bir düzenleme yaptım. Bu sayede, dar ve sıkışık alanda daha fazla doğal ışık ve hava akışı sağladım. Aralığı, yalnızca bir boşluk olarak görmek yerine, kullanıcının mekânda aktif bir deneyim yaşadığı, çevresiyle etkileşimde bulunduğu bir alan haline dönüştürmeyi hedefledim.
Balkon tasarımında ise, aralık kavramını mevsimsel değişkenliklere ve kullanıcı konforuna adaptasyon sağlayacak bir esnek kullanım biçimi olarak ele aldım.
Kuzey ve güney cephelerine entegre edilen hareketli paneller sayesinde, balkon yıl boyunca farklı hava koşullarına ve ışık ihtiyacına göre şekillenebiliyor. Kışın poyraz rüzgârına karşı korunurken, güney cephesi açılarak güneş ışığından faydalanmak mümkün oluyor. Yazın ise güney cephesi kapatılarak, aşırı ısınma engelleniyor ve kuzey tarafı açılarak serin hava akışı sağlanıyor.
Bu tasarım, sabit sınırlarla belirlenmiş mekânlar yerine, kullanıcının ihtiyacına göre şekillenen, dinamik bir yaşam alanı sunuyor. Aralığın, yaşamı ve mekânsal deneyimi aktive eden bir alan olarak projedeki yeri çok önemli. Bu esneklik, mekanın sadece geçiş değil, kullanıcıyı çevresiyle daha güçlü bir bağ kurmaya teşvik eden, sürdürülebilir ve rahatlatıcı bir alan olarak tasarlanması gerektiğini vurguluyor.
Sonuç olarak, “in between spaces” kavramı, sıkışık kent dokusunda sosyal yaşamı yeniden canlandıran, esnek ve kullanıcı odaklı bir tasarım anlayışına dönüşüyor. Aralık, sadece fiziksel bir boşluk olmaktan çıkarak, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde etkileşimi teşvik eden dinamik bir mekâna dönüşüyor.
Comments
Post a Comment